Şirin Kırşehir

7.1.13

Kırşehir Yöresel Kelimeler (Yerel Sözcükler)

Kırşehir Hılla Gölü
Kırşehir Yerel Sözcükler (Yöresel Kelimeler, Kırşehir Ağzı)
Acep: Acaba,
Açacak: Anahtar,
Alaşa: Çok konuşan, olur olmaz şeylere karışan,
Alayı: Hepsi,
Anaç: Karşılık,
Astap: Elbise,
Astar: Tavan,
Ayıtlamak: Temizlemek,
Basma: Tezek,
Başangı: Yaramaz, haylaz,
Belermek: Akı iyice belirecek biçimde açılmak (göz için),
Bıldır: Geçen yıl, bir yıl önce,
Bolalmak: Bollaşmak,
Bostan: Kavun, Karpuz Tarlası,
Börtlemek: Haşlamak,
Cabadan: Bedavadan,
Cağ: Lavobo, banyo
Camadan: Yelek,
Cırmık: Tırnak izi,
Cücük: Civciv,
Çalgeçir: Çataliğne,
Çalma: Kibrit,
Çalkamaç: Ayran,
Çekişken: Kavgacı,
Celen: Ev saçağı,
Çıkla: Tümden,
Çitil: Çalı çırpı,
Dal: Arka, sırt,
Delme: Yelek,
Deşirici: Dilenci,
Devrambel: Ayçiçeği,
Dilmek: Yarmak,
Dinelmek: Ayakta durmak,
Direşmek: Sözünden veya kararından dönmemek,
Ditmek: Parçalara ayırmak,
Divlek: Kalın kabuklu olgun kavun,
Dolukmak: Ağlayacak duruma gelmek,
Dulda: Kuytu yer,
Ekemiş: Çok bilmiş,
Ekşimek: Surat asmak,
Elekçi: Çingene,
Erinmek: Üşenmek,
Essah: Doğru,
Efellemek: Afallamak, şaşırmak,
Erengi: Büyük anahtar,
Frek: Domates,
Gebeş: Karnı şiş olan,
Gınnap: Sicim,
Gızınmak: Isınmak,
Gidi: Ahlaksız,
Gostak: Kibirli, kendine çok güvenen,
Gülük: Hindi,
Garım: Sebze ve meyve bahçesi,
Gavkırmak: Kükremek, üzerine atlamak,
Gedik: Kaynatılmış buğday,
İpdi: İlk önce,
İşmar: El, göz veya baş ile yapılan işaret,
Kaaam: Akraba,
Kağşak: Eskimiş, gevşemiş,
Karakmak: Susamak,
Kelik: Boğazlı çocuk ayakkabası,
Kepir: Çorak, verimsiz toprak,
Keskenmek: Elini kaldırıp vuracak gibi yapmak,
Köper: Tarla sınırı,
Kurk: Kuluçka,
Lapacı: Vücutça toplu ve iri olmasına rağmen direnci zayıf olan,
Maplak: Ateş küreği,
Memişhane: Ayakyolu, abdeshane,
Mertlemek: Zıplamak,
Müdare: İhtiyatan dolayı göz yumma,
Nakıs: Ters, aksi,
Oflaz: Yaptıklarıyla övünen,
Okuntu: Davetiye,
Ölük: Canlılığını yitirmiş, halsiz,
Örk: Hayvanları çayıra bağlamaya yarayan kalın ip,
Ötürmek: İshal olmak,
Pahıl: Cimri , hasis,
Pece: Pencere,
Pisik: Kedi,
Porsumak: Bozulmak,
Puhara: Baca,
Pürçüklü: Havuç,
Püsen: Kırağı,
Sasımak: Kokuşmak,
Sındı: Makas,
Sıracalı: Hastalıklı,
Sırıntı: Dokunmuş bez parçası,
Sızgıt: Kavrulmuş et, kavurma,
Sokum: Lokma,
Söğürme: Pirzola,
Süymek: Yeniden çıkmak,
Takanak: Alacak, borç,
Talaz: Dalga, kasırga,
Tap-tapı: Takunya,
Tavatır: Çok iyi, güzel,
Tıngırdak: Küçük çan,
Tosulamak: Emeklemek,
Tuman: Dal, şalvar,
Tuturuk: Ateş tutuşturacak çalı çırpı gibi şeyler,
Üzlük: Topraktan yapılmış küçük kulpsuz çömlek,
Verev: Çapraz,
Verep: Rampa,
Yadırgı: Yabancı,
Yağlık: Büyük mendil,
Yorak: Deri parçası,
Yülümek: Traş etmek,
Zaar: Galiba,
Zöhür: Sahur,
Zukga: Dayak.

7 yorum:

kakıç unutulmuş:) telafucu kaghıç:)

kırşehir dilinin en bilinen yöresel ağzı nörüyön'dür hatta cevap nörüm sen nörüyon yaygındır. hatta uzatıp nööörüyon haline getirilir

yağarnım dilindi:sırtım ağrıdı

Kırşehir yöresinde kullanılan listeye alınması gereken bazı kelimeler

Acer: yeni, acer elbise, acer testinin suyu soğuk olur.

onmak: gönenmek, refafa ulaşmak. Daha çok olumsuz hali kullanılır. Onma emi. Şu adamın iki yakası bir araya gelmedi. Şansızlıklar peşini bırakmadı. Onmadı bir türlü.
Iğranmak: kıpırdamak, hareket etmek: O kadar uğraştık, yerinden bile ığranmadı.

Iğrantı: Deprem, yer sarsıntısı, zelzele: Yer ığrandı, 1939 Kırşehirde ığrantı oldu.

Ismarıç: Şipariş. ısmarıçlar geldi. Bizim komşular pazara gitmez. Ismarıç verir. Ismarıçlarından usandım artık.

Gümpür: Patetes

Yumuş buyurmak. "Aman bu uşağın ağzı da hep yumuş dolu git bacım"

Bu sözcükleri kim hazırlamış, nereden alınmış acep.

Taman: Hani var ya
Ellam: Herhalde
Heç: Öyle değil mi?
Cingil: Küçük helke
Başangı: Yaramaz çocuk
Cırlavut: Lastik ayakkabı
Yar: Kanyon
Gırmızı: Domates
Baldırcan: Patlıcan
Yan(g)al: Yarısı kırmızı, yarısı yeşil meyve
Alaçık: Sundurma, Kamelya
Şalak: Küçük karpuz
Malamat: El diline düşmek
Melefe: İki parça yorgan yüzünün alt parçası

Daha çok var.


Haftalık En Çok Okunanlar