Başbakan Recep Tayyip Erdoğan |
Erdoğan, açılışını gerçekleştireceği Makissos Termal Hotel'e gelişinde, Türkiye'nin ilk yerli üretim elektrikli otomobili olan etoxs model aracı otel bahçesinde kullandı. Araç hakkında yetkililerden bilgi alan Erdoğan, daha sonra eşi Emine Erdoğan ile otelin açılışını gerçekleştirdi. Erdoğan, tesisin Türkiye ve uluslararası camiaya hizmet verecek olmasının mutluluk verici olduğunu ifade etti.
Başbakan Erdoğan, aynı otelde düzenlenen Neşet Ertaş 1. Altın Bağlama Kültür Sanat Ödülleri Töreni'nde yaptığı konuşmada ise Neşet Ertaş'ı, vefatının birinci sene-i devriyesinde rahmetle, minnetle yad ettiklerini belirtti.
Ertaş'ın çocukluğundan itibaren çok büyük acılar, ayrılıklar, yeri doldurulmaz kayıplar ve tarifi mümkün olmayan yoksulluk yaşadığını ifade eden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Kendi de bunu dizelerinde ifade ediyordu. Garipti, garip yaşadı, bir garip olarak 1 yıl önce aramızdan ayrıldı. Hakk'a yürüdü. 'Bir ayrılık, bir yoksulluk, bir de ölüm' diyordu. Hiç kuşkusuz, bizi sessiz bıraktı. Bizi o da arkasında garip bıraktı. Tesellimiz şu ki inşallah çocuk yaşta kaybettiği annesi Döne'ye, babası Muharrem Ertaş'a, nice sevdiğine, en önemlisi de aslına kavuştu. Turaptan yani topraktan geldiğini biliyordu. Sevenlerine, dinleyenlerine 'Ayağınızın turabıyım' diye sesleniyordu ama bu çok önemliydi. Nihayetinde aslı olan, özü olan toprağa döndü. Biz de ona döneceğiz.
Neşet Ertaş, tıpkı Yunus gibi ete kemiğe bürünmüş, Neşet diye görünmüş. Yunus da öyle diyor ya 'ete kemiğe büründüm, Yunus diye göründüm'. "Şahsen 21. yüzyılda bir Yunus Emre tanımış olmanın, onunla tanışmış olmanın, onunla sohbet etmiş olmanın bahtiyarlığını ve gururunu yaşıyorum. Bir ustanın, bir saz ustasının, söz ustasının, gerçek bir gönül dostunun doyumsuz muhabbetine mazhar olmanın bugün bile tarifsiz heyecanını yaşıyorum."
Bazı isimlerin tarihin sahnesinden, milletlerin kader levhasından sessizce gelip geçtiğini ifade eden Erdoğan, "Kimi zaman varlıklarını hiçkimse hissetmez. Şu çok önemlidir, kadrü kıymetini hiçkimse bilmez. Ne zaman bilirler? Göçtükten sonra. Çoğunlukla yaşarken hiç kimse vefa da göstermez. Ama geride öyle bir iz özellikle de öyle bir aşk bırakırlar ki insan var olduğu sürece o izi silemez, o aşkın tesirini gönlünden söküp atamaz" değerlendirmesinde bulundu.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan |
"Medeniyetimizin özü her zaman aşk olmuş"
Her medeniyetin bir özünün, temel yapı taşının olduğuna işaret eden Erdoğan, şunları kaydetti:
"Allah'a hamdolsun bizim medeniyetimizin özü her zaman aşk olmuş. O aşk, meşki getirmiş. Medeniyetimiz aşkla ve aşk üzerine inşa edilmiş, öyle yücelmiş, o şekilde bir sevgi ve gönül medeniyeti olmuştur. Elbette bu büyük ve kadim medeniyetin hamurunda şehitlerimizin kanı, kahramanlarımızın alın teri var. Elbette bu yüce medeniyetin temelinde ilmin, sanatın, gayretin, cehtin ve mücadelenin tesiri var. Ama bütün bunlardan öte bu medeniyetin özünde Hazreti Mevlana'nın, Hazreti Hacı Bektaş Veli'nin, Ahmed-i Hani'nin, Yunus Emre'nin, onlar gibi nice gönül dostunun ve Neşet Ertaş ustanın çok büyük bir titizlikle, saf bir gönülle, sarsılmaz bir inançla toprağa zerk ettikleri, işte o tertemiz aşk mayası var.
Neşet Ertaş sadece bir aşık değil, sözüyle, özüyle, yaşantısıyla aşkın müşahhas bir timsaliydi. Bunu tabii ki sanatkarlar bu fakirden çok daha iyi bilirler, 'İnsanda aşk yoksa sazı eline almasın' diyordu. Bir Dolmabahçe sohbetimizdi, orada bu ifadeyi kullanmıştı. Sözünü ve sazını aşkıyla süsleyen değil, o engin gönlündeki Hakk aşkını sözüyle ve sazıyla ifade edebilen, söze ve saza aşkla mana yükleyebilen büyük bir sanatçıydı o. Ne güzel söylüyor Neşet Ertaş, 'Tüm canların Hakk olduğunu bilmese, Hakk'ın aşkı yüreğine dolmasa, o güzel cemale aşık olmasa, kul Garib'im bu sazı çalamazdı' diyor.
Merhum Neşet Ertaş, medeniyetimizin hamurunu işte aşkla mayalarken, millet mefkuremizin tarifini de yine aşkla, muhabbetle, sevgiyle inşa eden bir gönül mimarıydı. Muhatabı, insandı, candı. İnsana gönül nazarıyla bakıyor, gönül diliyle sesleniyordu. Şöyle diyordu Neşet Ertaş, 'Sakın ola ha insanoğlu incitme canı. İncitme her can bir kalp, Hakk'a bağlı. İncitme canı, incitme.'"
Ertaş'ın, dışlanmanın, horlanmanın, tahkir edilmenin, garipliğin ve gurbetin ne anlama geldiğini, yoksulluğu çok ağır, çok acı şekilde yaşayarak öğrendiğini anlatan Başbakan Erdoğan, "Kara yürekliler derlerdi, boyun bükerdi. Kara suratlılar derlerdi, boynunu eğerdi. Hiçbir zaman isyan etmedi, hiçbir zaman itiraz etmedi" dedi.
"Allah'a hamdolsun bizim medeniyetimizin özü her zaman aşk olmuş. O aşk, meşki getirmiş. Medeniyetimiz aşkla ve aşk üzerine inşa edilmiş, öyle yücelmiş, o şekilde bir sevgi ve gönül medeniyeti olmuştur. Elbette bu büyük ve kadim medeniyetin hamurunda şehitlerimizin kanı, kahramanlarımızın alın teri var. Elbette bu yüce medeniyetin temelinde ilmin, sanatın, gayretin, cehtin ve mücadelenin tesiri var. Ama bütün bunlardan öte bu medeniyetin özünde Hazreti Mevlana'nın, Hazreti Hacı Bektaş Veli'nin, Ahmed-i Hani'nin, Yunus Emre'nin, onlar gibi nice gönül dostunun ve Neşet Ertaş ustanın çok büyük bir titizlikle, saf bir gönülle, sarsılmaz bir inançla toprağa zerk ettikleri, işte o tertemiz aşk mayası var.
Neşet Ertaş sadece bir aşık değil, sözüyle, özüyle, yaşantısıyla aşkın müşahhas bir timsaliydi. Bunu tabii ki sanatkarlar bu fakirden çok daha iyi bilirler, 'İnsanda aşk yoksa sazı eline almasın' diyordu. Bir Dolmabahçe sohbetimizdi, orada bu ifadeyi kullanmıştı. Sözünü ve sazını aşkıyla süsleyen değil, o engin gönlündeki Hakk aşkını sözüyle ve sazıyla ifade edebilen, söze ve saza aşkla mana yükleyebilen büyük bir sanatçıydı o. Ne güzel söylüyor Neşet Ertaş, 'Tüm canların Hakk olduğunu bilmese, Hakk'ın aşkı yüreğine dolmasa, o güzel cemale aşık olmasa, kul Garib'im bu sazı çalamazdı' diyor.
Merhum Neşet Ertaş, medeniyetimizin hamurunu işte aşkla mayalarken, millet mefkuremizin tarifini de yine aşkla, muhabbetle, sevgiyle inşa eden bir gönül mimarıydı. Muhatabı, insandı, candı. İnsana gönül nazarıyla bakıyor, gönül diliyle sesleniyordu. Şöyle diyordu Neşet Ertaş, 'Sakın ola ha insanoğlu incitme canı. İncitme her can bir kalp, Hakk'a bağlı. İncitme canı, incitme.'"
Ertaş'ın, dışlanmanın, horlanmanın, tahkir edilmenin, garipliğin ve gurbetin ne anlama geldiğini, yoksulluğu çok ağır, çok acı şekilde yaşayarak öğrendiğini anlatan Başbakan Erdoğan, "Kara yürekliler derlerdi, boyun bükerdi. Kara suratlılar derlerdi, boynunu eğerdi. Hiçbir zaman isyan etmedi, hiçbir zaman itiraz etmedi" dedi.
Başbakan Erdoğan Misafirlere Hitap Etti |
"Cana ait sözleri bunun için çok değerlidir"
Neşet Ertaş ve akrabalarının en ağır yoksulluk dönemlerine rağmen hak yemeyi, borca vefasızlığı akıllarının ucundan bile geçirmediğini ifade eden Erdoğan, "Büyük bir tevekkülle aşkını, gönlünü, sazını ve sözünü kendisine azık edinip, tam bir kanaatkarlık içinde gerçekten Çiçekdağı'nın o yürekli bir evladı olarak bunun hakkını verdi. Emre sabrı ve sadakati gösterdi. Neşet Ertaş'ın insana, cana ait sözleri işte bunun için çok değerlidir. 'Hak bildiğim yoldan ayrı gitmedim, insanı insandan ayırt etmedim, gönüller kırıp can incitmedim, bir garip sazımı çaldım gidiyom' diyordu. Böyle yaşadı böyle gitti. İşte onun için milletçe ona hakkımızı ziyadesiyle helal ettik, inşallah o da bize helal etmiş diyor, bunu umuyor, bunun için dua ediyoruz" diye konuştu.
Neşet Ertaş'ı tarif etmenin zor olduğuna dikkati çeken Erdoğan, şunları kaydetti:
"Onu anlatmaya hiç kuşkusuz kelimeler kifayetsiz. Gönül sohbetlerini, sazını, sözünü, gönül dostluğunu inanıyorum ki nesiller ve asırlar anlatmaya devam edecektir. Kendisine bize Türkiye'nin, bize Anadolu'nun, Trakya'nın, insanın, canın ve aşkın kokusunu emanet ettiği için bir kez daha minnettarlığımızı ifade ediyoruz. Babası rahmetli Muharrem Ertaş, Neşet Ertaş'a 'Aşkınan çalışan yorulmaz' derdi. 'Aşkınan çalışan yorulmaz, ne zaman ölürsem o zaman yoruldum işte' derdi. Ondan aldığımız aşkla, yılmadan, yorulmadan, millet için, kardeşlik için, birlik için, en önemlisi de insan ve can için çalışmaya devam edeceğiz. Hakkın kulu Neşet Ertaş, bir yıl önce aramızdan ayrıldı. Cenab-ı Hakk'a kavuştu. Mirasını gururla taşıyacak, mirasına her daim sahip çıkacağız. Bozkırın Tezenesini, toprağın sesini inşallah unutmayacak, unutturmayacağız. Ruhu şad olsun, Mevla'nın rahmeti üzerine olsun." Başbakan Erdoğan, Neşet Ertaş 1. Altın Bağlama Kültür Sanat Ödülleri'ni almaya hak kazanan tüm sanatçıları ve organizasyonda emeği geçenleri de tebrik etti.
ÖdüllerNeşet Ertaş ve akrabalarının en ağır yoksulluk dönemlerine rağmen hak yemeyi, borca vefasızlığı akıllarının ucundan bile geçirmediğini ifade eden Erdoğan, "Büyük bir tevekkülle aşkını, gönlünü, sazını ve sözünü kendisine azık edinip, tam bir kanaatkarlık içinde gerçekten Çiçekdağı'nın o yürekli bir evladı olarak bunun hakkını verdi. Emre sabrı ve sadakati gösterdi. Neşet Ertaş'ın insana, cana ait sözleri işte bunun için çok değerlidir. 'Hak bildiğim yoldan ayrı gitmedim, insanı insandan ayırt etmedim, gönüller kırıp can incitmedim, bir garip sazımı çaldım gidiyom' diyordu. Böyle yaşadı böyle gitti. İşte onun için milletçe ona hakkımızı ziyadesiyle helal ettik, inşallah o da bize helal etmiş diyor, bunu umuyor, bunun için dua ediyoruz" diye konuştu.
Neşet Ertaş'ı tarif etmenin zor olduğuna dikkati çeken Erdoğan, şunları kaydetti:
"Onu anlatmaya hiç kuşkusuz kelimeler kifayetsiz. Gönül sohbetlerini, sazını, sözünü, gönül dostluğunu inanıyorum ki nesiller ve asırlar anlatmaya devam edecektir. Kendisine bize Türkiye'nin, bize Anadolu'nun, Trakya'nın, insanın, canın ve aşkın kokusunu emanet ettiği için bir kez daha minnettarlığımızı ifade ediyoruz. Babası rahmetli Muharrem Ertaş, Neşet Ertaş'a 'Aşkınan çalışan yorulmaz' derdi. 'Aşkınan çalışan yorulmaz, ne zaman ölürsem o zaman yoruldum işte' derdi. Ondan aldığımız aşkla, yılmadan, yorulmadan, millet için, kardeşlik için, birlik için, en önemlisi de insan ve can için çalışmaya devam edeceğiz. Hakkın kulu Neşet Ertaş, bir yıl önce aramızdan ayrıldı. Cenab-ı Hakk'a kavuştu. Mirasını gururla taşıyacak, mirasına her daim sahip çıkacağız. Bozkırın Tezenesini, toprağın sesini inşallah unutmayacak, unutturmayacağız. Ruhu şad olsun, Mevla'nın rahmeti üzerine olsun." Başbakan Erdoğan, Neşet Ertaş 1. Altın Bağlama Kültür Sanat Ödülleri'ni almaya hak kazanan tüm sanatçıları ve organizasyonda emeği geçenleri de tebrik etti.
Bu yıl ilki düzenlenen ödül töreninde En İyi Çalgı dalında ödül alan Cafer Nazlıbaş'a, ödülünü Bediha Akartürk verdi.
Abdal Müziğine Hizmet ödülü Doç. Dr. Erol Parlak'a Orhan Gencebay, En Genç Yetenek Ödülü Hulusi Gökmeşe'ye Mehmet Eren tarafından verildi.
En iyi Abdal Müziği İcracısı ödülüne layık görülen Seyit Çelik, ödülünü İbrahim Tatlıses'in elinden aldı.
İbrahim Tatlıses ödülü vermesinin ardından yerine otururken Başbakan Erdoğan ayağa kalkarak Tatlıses'e yardımcı oldu.
Ödülleri Başbakan Kendisi Takdim Etti |
En İyi Okuyucu ödülü ise Sanatçı Gülşen Kutlu'ya Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan tarafından verildi. Ödüllerin verilmesinin ardından sanatçılar ve Başbakan Erdoğan, hep birlikte Neşet Ertaş'ın "Gönül Dağı" isimli türküsünü söyledi.
Altın Bağlama Ödül Töreni |
0 yorum:
Yorum Gönder