Şirin Kırşehir

24.12.12

Yunus Emre

Yunus Emre
YUNUS EMRE ANIT MEZARI
Türk kültür ve medeniyetinin oluşumuna büyük katkılar sağlamış olan gönül dostu Yunus Emre'nin nerede doğduğu, hayatı ve nerede öldüğü konusunda birçok iddia ortaya atılmıştır. Türkiye'nin birçok bölgesinde Yunus Emre'ye atfedilen birçok mezar yeri ortaya çıkmıştır. Ancak Yunus Emre'nin Kırşehir'de yaşadığı ve öldüğü yönünde güçlü deliller vardır. Yunus Emre'nin kabri ve anıt mezarı, Kırşehir ili, Ulupınar Kasabası'nda 1267 rakımlı Ziyarettepe Mevkii'nde yer almakta olup, burada her yıl Eylül ayının ikinci haftası, Türkiye Cumhuriyeti Tarafından; Resmi Olarak Yunus Emre'yi anma etkinlikleri düzenlenmektedir. Bu kutlamalar Kırşehir Valiliği tarafında düzenlenmekte olup, Aksaray Valiliği'de destek vermektedir. Kesme taştan yapılmış, kare planlı türbenin doğu ve güney duvarında bulunan kemerlerin içinde demir parmaklıklı birer dikdörtgen pencere yer almaktadır. Türbenin tavanı, dalarak yükselen bir bindirme tavan biçimindedir. Dıştan da kare piramit şeklinde bir taş külah ile korunan bu tavan örtüsünün tepesi, kare planlı bir boşluk halinde bırakılmıştır.
Yunus Emre Türbesi
ÇİLEHANE
Ziyarettepe Mevkii'nin yaklaşık 250 m güneyinde bulunan, Yunus Emre'nin dünya işlerinden uzaklaşıp ibadet etmek için kapandığı Çilehane'de, sonraları bölge insanlarının toplanıp ibadet ettiği tahmin edilmektedir. Buarada meydana getirdiği eserlerinden şu dize göze çarpmaktadır.


İlim ilim ilmektir,
İlim kendin bilmektir,
Sen kendini bilmezsen,
Ya nice okumaktır..

Anlatılanlara göre, ince diline ve incelikli anlamına erişemediği için Yunus’un şiirlerinde Allah'’a şirk koştuğuna ve isyan ettiğine, bunun da müminlerin imanını zedelediğine inanan kadı Molla Kasım, Yunus’un şiirlerini toplatır. Bütün şiirlerini içeren divanının tek nüshası hariç diğerlerini imha eder. Bu tek nüshayı da alıp bir su kenarında (bunun Kızılırmak olduğu rivayet edilir) okumaya başlar. Okuduğu her şiir ona göre, şöyle ya da böyle şirktir, isyandır. Okuduklarının kimilerini yanı başında yanan ateşe atar, kimilerini önünde akan Kızılırmak'a,… Kitabın sayfalarının üçte ikisi kitaptan koparmışken ve yine Yaratan’a isyan ettiğine inandığı bir şiiri imha etmeye hazırlanırken Molla Kasım, şiirin sonunda zınk diye durur.
Şiir, 
“Derviş Yunus bu sözü,
Eğri büğrü söyleme,
Seni sigaya çeken,
Bir Molla Kasım gelir.'' 

Bu beyti okur okumaz, Molla Kasım, Yunus'un kerametine inanmış. Onun büyük bir kişi olduğuna kanaat getirmiş. Divanı öpüp alnına koymuş. Fakat ne çare ki elde bin şiir kalmış. Molla Kasım’ın sonrasında ne yaptığı bilinmez; ama derler ki ondan sonra Yunus’un şiirlerinin üçte birini suda balıklar, üçte birini külünün savrulduğu gökteki kuşlar, sayfalarda kalan üçte birini de yerdeki biz insanlar okur.

YUNUS EMRE'YE ATFEDİLEN MEZARLAR

1971 yılında UNESCO tarafından da anılan, tanıtılan ve şiirleri birçok dile çevrilen, mısraları bütün dünyada bilinen ve yüzyıllardır söylenegelen Yunus Emre'ye atfedilen mezar sayısı; ülke sınırları içerisinde 13 (Kırşehir, Aksaray, Manisa, Karaman, Konya, Erzurum, Eskişehir, Isparta, Bursa, Afyonkarahisar, Ordu, Balıkesir ve Bolu'dur.) yurtdışında ise Azerbaycan'da 3 tane olmak üzere toplan 16'dır. Bu veriler ise Yunus Emre'nin Türk Halkı tarafından ne kadar çok sevildiğinin, saygı gösterildiğinin ve benimsendiğinin hatta paylaşılamadığının en büyük kanıtıdır.

1 yorum:

Dostlarım..okumadan izlemeden geçmeyin

Haftalık En Çok Okunanlar