Yunus Emre |
YUNUS EMRE ANIT MEZARI
Türk kültür ve
medeniyetinin oluşumuna büyük katkılar sağlamış olan gönül
dostu Yunus Emre'nin nerede doğduğu, hayatı ve nerede öldüğü
konusunda birçok iddia ortaya atılmıştır. Türkiye'nin birçok
bölgesinde Yunus Emre'ye atfedilen birçok mezar yeri ortaya
çıkmıştır. Ancak Yunus Emre'nin Kırşehir'de yaşadığı ve
öldüğü yönünde güçlü deliller vardır. Yunus Emre'nin kabri
ve anıt mezarı, Kırşehir ili, Ulupınar Kasabası'nda 1267
rakımlı Ziyarettepe Mevkii'nde yer almakta olup, burada her yıl
Eylül ayının ikinci haftası, Türkiye Cumhuriyeti Tarafından;
Resmi Olarak Yunus Emre'yi anma etkinlikleri düzenlenmektedir. Bu
kutlamalar Kırşehir Valiliği tarafında düzenlenmekte olup,
Aksaray Valiliği'de destek vermektedir. Kesme taştan yapılmış,
kare planlı türbenin doğu ve güney duvarında bulunan kemerlerin
içinde demir parmaklıklı birer dikdörtgen pencere yer almaktadır.
Türbenin tavanı, dalarak yükselen bir bindirme tavan biçimindedir.
Dıştan da kare piramit şeklinde bir taş külah ile korunan bu
tavan örtüsünün tepesi, kare planlı bir boşluk halinde
bırakılmıştır.
Yunus Emre Türbesi |
ÇİLEHANE
Ziyarettepe Mevkii'nin
yaklaşık 250 m güneyinde bulunan, Yunus Emre'nin dünya işlerinden
uzaklaşıp ibadet etmek için kapandığı Çilehane'de, sonraları
bölge insanlarının toplanıp ibadet ettiği tahmin edilmektedir.
Buarada meydana getirdiği eserlerinden şu dize göze çarpmaktadır.
İlim ilim ilmektir,
İlim kendin bilmektir,
Sen kendini bilmezsen,
Ya nice okumaktır..
Anlatılanlara göre, ince diline ve incelikli anlamına erişemediği için Yunusun şiirlerinde Allah'a şirk koştuğuna ve isyan ettiğine, bunun da müminlerin imanını zedelediğine inanan kadı Molla Kasım, Yunusun şiirlerini toplatır. Bütün şiirlerini içeren divanının tek nüshası hariç diğerlerini imha eder. Bu tek nüshayı da alıp bir su kenarında (bunun Kızılırmak olduğu rivayet edilir) okumaya başlar. Okuduğu her şiir ona göre, şöyle ya da böyle şirktir, isyandır. Okuduklarının kimilerini yanı başında yanan ateşe atar, kimilerini önünde akan Kızılırmak'a,
Kitabın sayfalarının üçte ikisi kitaptan koparmışken ve yine Yaratana isyan ettiğine inandığı bir şiiri imha etmeye hazırlanırken Molla Kasım, şiirin sonunda zınk diye durur.
Şiir,
Şiir,
Derviş Yunus bu sözü,
Eğri büğrü söyleme,
Seni sigaya çeken,
Bir Molla Kasım gelir.''
Bu beyti okur okumaz, Molla Kasım, Yunus'un kerametine inanmış. Onun büyük bir kişi olduğuna kanaat getirmiş. Divanı öpüp alnına koymuş. Fakat ne çare ki elde bin şiir kalmış. Molla Kasımın sonrasında ne yaptığı bilinmez; ama derler ki ondan sonra Yunusun şiirlerinin üçte birini suda balıklar, üçte birini külünün savrulduğu gökteki kuşlar, sayfalarda kalan üçte birini de yerdeki biz insanlar okur.
YUNUS EMRE'YE ATFEDİLEN
MEZARLAR
1971 yılında UNESCO
tarafından da anılan, tanıtılan ve şiirleri birçok dile
çevrilen, mısraları bütün dünyada bilinen ve yüzyıllardır
söylenegelen Yunus Emre'ye atfedilen mezar sayısı; ülke sınırları
içerisinde 13 (Kırşehir, Aksaray, Manisa, Karaman, Konya, Erzurum,
Eskişehir, Isparta, Bursa, Afyonkarahisar, Ordu, Balıkesir ve
Bolu'dur.) yurtdışında ise Azerbaycan'da 3 tane olmak üzere
toplan 16'dır. Bu veriler ise Yunus Emre'nin Türk Halkı tarafından
ne kadar çok sevildiğinin, saygı gösterildiğinin ve
benimsendiğinin hatta paylaşılamadığının en büyük kanıtıdır.
1 yorum:
Dostlarım..okumadan izlemeden geçmeyin
Yorum Gönder