Şirin Kırşehir

15.11.12

Atatürk'ün Kırşehir Gençler Derneğindeki Konuşması (24.11.1919)

Atatürk'ün Kırşehir Gençler Derneğindeki Konuşması (24.11.1919) 
Milletimiz teşkilat fikrini henüz zihnine sokmamıştı. Ekseriye bunu hükümete terkeder. Bu milletimizin öteden beri itiyat ettiği bir ahlaktır. Fakat, zaman, hadisat ve tecarüb gösterdi ki, bizatihi milletin mütehassis ve mütefekkir olması lazım. Her ne şekil ve vasıfta olursa olsun ahara terketmemek lazımdır, bugünkü netice hasıl olur. Nazarımızı tarihe çevirecek olursak, millet derecei hakimiyetinden aşağı doğru inmeye başlamıştır. Fakat düşününüz Milletimizin her ferdi mütefekkir ve mütehassıs bir tarzda yetiştirilmiş olsaydı muhakkak bu hale gelmiyecekti. Memleketi ve milletin idaresini deruhta etmiş olanlar içtihadatında hata etmiş olur, fakat bütün bu hataların netice-i müellimesinden millet muuazarrır olmuştur. Mütarekeyi müteakip milletimiz, teessüfle söylenir, mukadderatının müsamahakarı bir halde bulunuyor, mevcudiyetimizi imhaya hahişker olan düşmanlar, acı darbeler indiriyorlar, memleketimiz parçalanmaya namzed bulunuyordu. Şayanı teşekkürdür ki, bazı ahval, haizi kıymet olan milletimizi teyakkuz ve intibaha getirdi. Yer yer efradı milletimiz, yekdiğerini aramağa, bulmağa başladı. Bunun neticesi olarak, teşkilat meydana geldi. Devletimizin istiklalini mahvetmeğe çalışan ecanib, milletimizden böyle bir ruhun tecelli edeceğine intizar etmiyorlardı. Burada yasıyan insanları hissiz mahlukattan ibaret zannediyorlardı. ''Böyle bir milletin hakkı bekası olamaz'' kararlarını ittihazda bir millet mevcudiyeti nazar-ı dikkate alınmadı, milletimizin hadisat ve darebat neticesi olarak yer yer taazzuv etmesine ehemniyet vermemişlerdir. Bu ehemniyet verilmeyen parçaların müdafaa etmek istedikleri ve verdikleri karar ve bütün milletin kabul ettiği nokta-i esası: Kuvayı milliyenin amil, iradei milliyenin hakim olmasıdır. Ve bu teşkilatın ruhu budur. Bu maksatla teşkilatı teşmille başladığı zaman, ecanip nazarı dikkatini Türkiye'ye çevirmeğe başladı, mahiyeti asliyesine inanmadı; muhtelif memurlar, heyetler gönderdiler; bizde bir hissi hayat keşif ve onu yakından temas ile tetkike başladılar. Ve binaenaleyh anladılar ki, miskin bir millet değildir, 600 sene ve daha evvelden beri hakimiyetini ispat etmiş, efendilik yapmış bir millet, onların tasavvur ettiği gibi esir bir millet değildir. Binaenaleyh ecanip tamamen kani olmalıdır ki; Türkiye ve Türkiye'de yaşayan millet, başlı başına bütün cihan milletleri içinde müessir bir mevcudiyete maliktir, bu izale edilemez. Elhamdülillah devletimiz ve milletimizin istiklali mevzuu bahsolmaktan çok uzaklaşmıştır. İstiklalimize her suretle hürmet edilmesi tahakkuk etmiştir. Bu bizim için kafi değildir, bu maksad ve gayemizi temiz edemez, maddeten takarrürünü görmek mecburiyetindeyiz. Tamamen mutmain olmak atideki küşayiş ve temeddünü bihakkın temin edebilmek için vatan sahibi olarak görüşmeliyiz. Bu teşkilat henüz bir şekilden ibarettir, bugün yarın buna bir şekil hendesi gibi bakamayız, buna ruh verebilmek için de her ferdi milletimizin dimağını inkişaf ettirmek, heyeti umumiyenin mukadderatına vukubulacak taarruz ve tecavüzden kendilerini muhafaza edebilmek için teşkilata müttehiden tevassül etmek lazımdır. Vahdeti vatana ait fikirlerimiz kısa oluyor, diğer vatandaşımıza vukubulacak zaradan müteesir oluyoruz. Bütün millet bir vücut gibi bir hale getirilmelidir. Her millette olduğu gibi bizde de bir işe Müteşebbisler başlar, en son ferde ve yukarıya doğru sirayet ettirilir. Az zamanda matlup veçhile istikameti hakikiyeye sevk edebilmek için münevverler daha çok vazifedardır. Münevverlerin vazifeleri gayet büyüktür. Hiç bir millet yoktur ki, ahlak esasatına istinad etmeden tefeyyüz etsin. Münevverlerimiz vatan ve millet fikirlerini vermekle beraber rakip milletlere karşı muhafazai mevcudiyeti için lazım olan hususatı temin ederlerse vazifelerini daha vasi surette ifa etmiş olurlar.

0 yorum:

Haftalık En Çok Okunanlar